Anka Kuşu/Phoenix
Biden fazla mitolojide izine rastlanan Anka Kuşu ya da Phoenix'in genel özellikleri de benzerlik göstermektedir. Genellemeye göre, bu kuşun çok uzun bir ömre sahip olduğu ve bin yıllarca yaşadıktan sonra yanarak küllerinden yeniden doğduğuna inanılırdı.
Mısır mitolojisinde, Etiyopya'da yaşadığına inanılır ve güneşe tapınma ile ilişkilendirilirdi. Mısır'da çoğunlukla "benu" adıyla bilinen balıkçıl kuşu, nadiren de olsa kartal şeklinde tasvir edilmiştir. Güneş tanrısı Ra ile de ilişkilendirilen Anka'nın 1000 yılda bir yanarak küllerinden yeniden doğacağına inanılırdı. Bu yüzden altın sarısı ve parlak kırmızı renklerden oluşan Anka, akşam ölüp, sabah dirilmesine atfen hem güneşi hem de ölümsüzlüğü ve yeniden dirilmeyi sembolize eder. Söylenceye göre tüyleri ateş kırmızısı, açık mavi, koyu kırmızı ve altın sarısı olan kuşa Mısır'a giderken başka bir kuş kafilesi eşlik etmekteydi.
Türk mitolojisinde bir fili bile havaya kaldırabilecek güç ve büyüklükte, güneşle özdeşleştirilecek güzellikte efsanevi bir kuştur. Kafkas dağlarının zirvesinde yaşadığına inanılırdı. 1700 yıllık bir ömrün ardından kendini ateşe atarak yanıp küllerinden doğmaktaydı. Yüzü insana benzetilip, her hayvandan izler taşıyan yaratık erkek olup eşi yoktur. Masal kahramanlarını kanatları üzerinde taşıyan Anka'ya ait öykülere Mesnevi ve Şehname'de rastlanmaktadır.
Yunan mitolojisinde ise güneş tanrısı Apollo'nun görünümlerinden biri olarak kabul edilerek Arabistan'da yaşadığına inanılırdı.
Erken dönem Hıristiyanlık inancında Anka'nın ölümsüzlük ve dirilişin sembolü olduğuna inanılmıştır.
Hint mitolojisindeki Garuda'da Anka'yla ilişkilendirilir. Vişnu'nun üzerine bindiği altın gövdeli bir kuştur. Yılanların düşmanı ve kuşların kralı olduğuna inanılırdı. İnsan bedeni üzerinden bir kartalın başı ve kırmızı kanatlara sahiptir. Gövdesi güneşi kapatacak kadar büyük, pençeleri ise bir fili kaldırabilecek kadar güçlüdür. Parlaklığından dolayı ateşin vücut bulmuş hali olduğuna inanılırdı.
Çin mitolojisindeki Feng-huang'da Anka Kuşu'nun karşılığıdır. Tavus kuşuna benzer tüyleri, başında ibibiği olan üç bacaklı dev bir kuş olarak tasvir edilir. Kuşun adı erkek 'Feng' ve dişi 'Huang' kelimelerinden oluşmakta ve sonsuz aşkı sembolize etmektedir. Tüm kuşların imparatoru olarak kabul edilmekteydi. Japon mitolojisinde Ho-o olarak anılırdı.
Slav mitolojisindeki Ohnivak adlı kuşunda Anka ile birebir aynı özelliğe sahip olduğu gözükmektedir.
Arap mitolojisindeki Rok isimli kuş da Anka ile benzer özelliklere sahiptir. 1001 Gece Masallarında Denizci Simbad'ın 2. macerasında kuş hakkında detaylı bilgi verilmektedir.
Kuzey Amerika Yerlileri mitolojisinde ise Şimşek Kuşu adındaki kuş hemen hemen Anka ile benzerdir. Kuzey Pasifik sahili boyunca yaşayan halkların inancında şimşeği sembolize eden, gözlerinden yıldırım çıkaran dev bir kuştur. Gökyüzünde uçarken görülmesinin sadece yağmur değil aynı zamanda savaş da getireceğine inanılırdı.
Pers mitolojisinde ise Simurg olarak bilinirdi. tavus kuşu kuyruğu, aslanpençesi ve köpek başına sahip bir yaratık olarak tasvir edilirdi. Söylenceye göre o kadar yaşlıdır ki tüm zamanların bilgisine sahip olmanın yanında dünyanın yok oluşuna üç kez şahit olmuştur. Dokunuşun tüm yaraları iyileştirdiğine inanılan kuşun yuvasını Elbuz Dağları üzerinde sulak bir alanda yer alan ve tüm bitkilerin tohumlarını içeren Gaokerena adlı sihirli bir ağaca kurduğuna inanılmaktaydı.
Kaynak: Dünya Mitolojisi - Özhan Öztürk - Nika Yayınları
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorum yapmak için tıklayınız...